Aygün ÖZİPEK
Sezona büyük taraftar desteği ile giren ve kongrede “Seçildiğim taktirde hedefimiz şampiyonluk. Öyle bir takım kuracağız ki benim size şampiyonluk sözü vermeme gerek kalmayacak” diyen Başkan Ali Koç, arka arkaya alınan başarısız sonuçlar sonrası hedef tahtası haline geldi. Camia içinde şu an en çok konuşulan konu şu:
Suçlu kim?
7 senede şampiyonluk yaşatamayan başkan mı?
Dünyanın en iyi hocaları arasında gösterilen hoca mı?
Takımına iyi ve kötü günde destek olan taraftar mı?
Sahada bir türlü bekleneni veremeyen futbolcular mı?
Fenerbahçe üzerine oyunlar kurmaya çalışan MHK’nin içindeki yapı mı?
Yoksa Fenerbahçe’yi durdurmaya çalışan TFF ve bütün kuralları mı?
Camia içinde bu konulara çok fazla yorum yapılmaya ve suçlu bulunmaya çalışılıyor. Evet çok büyük hakem hataları ile Fenerbahçe durdurulmaya çalışılıyor, yönetim her türlü haksızlıkta gereken adımı atamıyor ve rakiplerin algılarını yıkamıyor, TFF’sinden tutun da MHK’sine kadar her kesim senin önünü kesmeye çalışıyor. Evet YAPI’nın başı olan MHK ve hakemler suçlu, kabul ama…
Ama asıl suçluyu bir türlü göremiyoruz.
Asıl suçlu sahada bir türlü istenileni veremeyen vurdumduymaz futbolcu topluluğu.
Toplam değeri 226.28 milyon Euro olan büyük hayal kırıklığı..
İrfan Can Kahveci, transfer fiyaskosu olan Cengiz Ünder, Çağlar Söyüncü, İsmail Yüksek, Fred gibi isimler bu haliniz ne sizin kardeşim.
38 yaşına gelmiş Dzeko’nun gösterdiği performanstan azıcık utanmanız gerekir. Dzeko kafası yarılıyor, tekmeye kafa atıyor, çabalıyor. Siz ne yapıyorsunuz? Siz sahanın en iyi yerinden maçı izliyorsunuz.
Maçı alacak, maçı çevirecek isimler lig bitse de tatile gidelim modunda.
Yönetim radikal kararlar almak zorunda. Takıma katkı sağlayamayan isimler ile yola devam edilmemeli ve takıma mutlaka katkı yapacak isimler alınmalı.
Yönetimi istifaya çağırmak, hoca gitsin demek çözüm değil. Kongre bu sezonun kaybı olacaktır.
Mourinho’ya rahat çalışma imkanı bırakılmalı ve sözleşmesi bitene kadar bu sezon sonuçlar ne olursa olsun yola devam edilmelidir.
8 puan da kapanır 18 puan da.
Takım bir an önce toparlanmalı, sahada gerekeni yapmalıdır. Ama yönetim de artık 3 maymunu oynamayı bırakmalı ve radikal kararlar alarak saha dışında daha aktif olmalı. Rakiplerin algı çalışmaları yıkılmalı ve daha sert radikal hamleler yapılmalıdır.
Bu ara herkes nerede hata yaptık demeli ve ikinci yarıya daha çok konsantre olarak çıkılmalıdır.
Artık her maç final niteliğindedir.